ARTİKÜLASYON BOZUKLUĞU
Etkili bir iletişim için ne konuştuğumuz kadar nasıl konuştuğumuz da önemli. İfade etmeye çalıştıklarımızın sağlam bilgi temellerine dayanması, duruma
zamana ve ortama uygun olarak aktarılması için kullandığımız diksiyon, beden dili gibi pek çok bileşenin, birlikte ve dengeli olarak kullanılabilmesi
gerekiyor.
Bu becerilerin bir ya da birkaçında ortaya çıkabilecek sorunlar hem iletişimin hem de anlaşılmanın önüne geçen en büyük engel olabilir. Hem bedensel hem de
sözel ifade sorunları iletilmek istenen ifadenin başkalaşmasına bir anlamda anlaşılmaz olmasına neden olur. Bu yazımızda sözel ifade sorunlarından artikülasyon bozukluğu üzerinde durmak istedik.
Artikülasyon Bozukluğu Nedir?
Konuşma, genel olarak bedenin sahip olduğu bir dizi organın birlikte ve uyumlu olarak çalışmasıyla ortaya çıkan seslerin oluşturduğu karmaşık bir olaydır.
Diyafram kaslarının kubbeleşmesiyle akciğerlerden itilen havanın ses tellerini titreştirmesi yoluyla oluşan seslerin, anlamlı bir konuşmaya dönüşebilmesi
için gırtlak, yutak, yumuşak damak, dilimiz, dişlerimiz, dudaklarımız ve dudaklarla birlikte ağız, geniz boşluklarının da içinde bulunduğu bir dizi organın
eşgüdümlü olarak hareketiyle mümkün olabiliyor.
Tüm bu organlar tarafından oluşturulan ses aynı zamanda bireye özgü bir ses tonunun da oluşmasını sağlar. Oluşan ses tonu, dilimiz, dişlerimiz, ağzımız
gibi yapıların yardımıyla şekillenerek konuşmada kullandığımız temel seslerin oluşmasını sağlar. Artikülasyon olarak adlandırdığımız bu temel sesler
konuşmanın da temeli sayılabilir.
Artikülasyon bozukluğu
bireylerin, konuşmanın temelini oluşturan sesleri, eksik ya da yanlış olarak üretmesidir. Artikülasyon bozukluğu, sesi oluşturan
birimlerden bir ya da birkaçının, olması gereken pozisyonlar yerine yanlış pozisyonlara girerek seslerin yanlış, eksik söylenmesine neden olur.
İletişimde Artikülasyon Bozukluğu Hemen Dikkat Çekiyor
Söyleyişteki eksik ve yanlışlar artikülasyon bozukluğunun, konuşmanın hemen başında fark edilmesini sağlar. Daha çok tutarlı olarak görülen yanlış ya da
eksik ses oluşumu iletişimi ve anlaşılmayı da doğrudan etkiler. Artikülasyon bozukluğunda bilinen en yaygın yanlış ses söylenmesi ‘r’
sesinde gerçekleşiyor. Kişi ‘r’ seslerini sürekli olarak ‘y’ sesiyle karıştırır ve her seferinde tüm ‘r’ seslerini ‘y’ sesi ile tamamlar.
Artikülasyon bozukluğu
, sesletim sorunu olarak da ifade edilir. Bu soruna sahip kişilerin konuşmalarını dinleyenlerin, ifadeleri anlayabilmek için özel bir çaba göstermeleri
gerekir. Çünkü sesler, heceler ya da kelimeler bilinen şekliyle değil çoğunlukla yanlış üretilir.
Artikülasyon Bozukluğunun Nedenleri Neler?
Sesletim sorunlarının ortaya çıkmasında iki büyük temel sebep bulunuyor. Bunlardan ilki anatomik ve fizyolojik nedenler; işitme engeli, nörolojik
bozukluklar, dil ya da damak yarığı gibi nedenlerdir. İkincisi ise çoğunlukla çevresel ve yanlış öğrenmelerden kaynaklanan nedenlerdir.
Birey kaynağı ister fizyolojik isterse çevresel olsun, ifadede yaşayacağı problemlerle hem sosyal çevrede hem de kendi iç dünyasında sorunlarla
karşılaşmaktadır.
Artikülasyon Bozukluğu Kaç Yaşında Fark Edilebilir?
Konuşma çok küçük yaşlarda edinilen becerilerden oluştuğu için çocuklarda bu sorunun varlığı aile tarafından tespit edilebilir. Çocuğunuz 4 ya da 5 yaşına
girmiş, ancak hâlâ bebeksi bir konuşmayla kendini ifade ediyor, sürekli olarak ses yanlışlarına düşüyor ve bunu düzeltemiyorsa ailelerin mutlak bir
uzmandan yardım alması şart. Çünkü artikülasyon bozukluğu ne kadar erken fark edilebilirse, tedavisine de o kadar erken başlanabilir.
Artikülasyon Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?
Türkçemiz genel olarak 4,5 – 5 yaşlarındayken çocuklarda gelişimi neredeyse tamamlanan bir dildir. Artikülasyon bozukluğu tedavisi bu
yaşlarda henüz seslerdeki ve sözcüklerdeki yanlışlar kalıplaşmadan yapılacak erken müdahale ile çok daha kolay sonuçlar alınabilmekte.
Artikülasyon bozukluğunun tedavisinde yoğunlukla kullanılan artikülasyon egzersizleri öncelikli olarak sesleri oluşturan organların eş
güdümlü olarak çalışabilmesini içeren bir dizi artikülasyon bozukluğu egzersizleri içeriyor.
Bu egzersizler aracılığıyla henüz tam olarak yerleşmemiş tüm sesletim sorunları ortadan kaldırılabiliyor.
Tedaviye Erken Başlanması Önemli
Daha geç yaşlarda başlanacak artikülasyon bozukluğu tedavileri erken tedavilere oranla çok daha uzun süreleri kapsayan, hem bireylere hem
de ailelere artikülasyon bozukluğu ve eğitimi gerekliliğini de ortaya çıkarıyor.
Tedavilerde genel olarak yapılan terapilerin yanında evde ve ailelerin desteğiyle çocuklara artikülasyon bozukluğu için tekerlemeler
yoluyla düzgün söyleyişlerin pekiştirilmesi çalışmaları yapılıyor. Çocuğun kendisi, ailesi ve okulunu da içine alan tedavilerin uygulanması çok daha olumlu
sonuçlar doğurabiliyor.
Artikülasyon Bozukluğunun Çocukların Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Hemen her çocukta aynı oranda ve boyutta görülmemekle birlikte, sesletimdeki sorunlar, çocukta ya da yetişkinlerde, duygusal ve sosyal hayatı olumsuz yönde
etkileyecek boyutlara ulaşmışsa mutlaka müdahale edilmesi ve tedavisine başlanması gerekmekte.
Çocukların sesletim sorunları yaşamaları, sosyal çevresi tarafından alay konusu olmalarına ve dolayısıyla bireylerin sosyalleşmekten kaçınmasına içe dönük
ve kapanık bir yaşamı tercih etmelerine neden olabiliyor. Ancak ailelerin konunun uzmanlarından alacakları yardım ile doğru ve olumlu bir çevre
oluşturulmasıyla bu güçlüklerin üstesinden gelinebilmektedir.
Çocuğunuzun yaşadığı artikülasyon bozukluğu onun isteği ile yaptığı bir durum değildir. Bu nedenle çocukların psikolojisini yanlış yönde
etkileyecek tavır ve davranışlardan öncelikle aileler çekinmeli, uzman desteği olmadan yapılabilecek yanlış müdahalelerden kaçınılmalı ve sosyal çevre
tarafından da alay edilmesinin bir şekilde önüne geçilecek adımların bir an önce atılması gereklidir.